12 Nisan 2012 Perşembe

"Gidiyorum bak, şimdi gittim, bak gidicem, hadi gittim görüşürüz, şaka şaka gidemedim yine bak" gibi şeyler bir yere kadar söylenebiliyor sanırım. Sonra birden fark ediyorsun uzun süredir yüzüne bakmadığın "kendine saygı" denilen halt üstün gelmiş. Herkesi yenmiş, "hani bana, hani bana?" diyor.
Ne biliyor musun?
Yazıklar da olmasın uçurtma halime bence. Uçayım ben, istediğim yüksekliğe çıkayım, biri tutarsa ipin ucundan, kaybolamam ki istesem de.
Hatta bumerang halime yazıklar olsun, o halim gelmesin hiç geri.

Mesele ne aslında biliyor musun?
Şimdi de mutlu değilim aslında, ama kimse bana sınırlar koymuyor şu an. Mutluluğun tam sınırına çizgi çekip, "hayır, sen buraya gelemezsin" demiyor kimse. Belki kolay bulunan bir şey değil mutluluk, ama biliyorum artık, o gidebileceğim yerlerde. Belki yine de gidemem uzun süre o yerlere, ama şu şaşkın halimin verdiği haz bile uzun süre idare eder beni, gerçekten.
Ve son bir şey daha;
Kendini istediğin kadar üz, istediğin kadar hırpala, hiçbir şeyin diyetini ödemiş olmuyorsun, bari mutlu ol.
Bu kadar.
Daha fazla düşünecek vaktim bile yok!

1 yorum:

Amaltheian dedi ki...

Şaşkınlıklar iyidir de bizi aynı anda şaşkın kılan kaderin burnunu ısırıcam artık. Birimizin ayağı basmıyor yere!