4 Aralık 2006 Pazartesi

hurt.

  • kırılmış aynamda çaresizce yüzümü ve yüzünü ararken düştüğüm her boşlukta elime tutuşturdukları o bıçağa sen de sarıl istiyorum..birlikte bıçaklayalım istiyorum kendimi..
  • "kendim" diyorum, oysa kendim diye bir şey var mı gerçekten, işte onu hiç bilmiyorum..kendim deyince aklıma o sahipsiz sızı geliyor. kendim deyince 'sen artık yaşam, o ses geliyor aklıma. kendim deyince kimse beni tanımasın, bilmesin istiyorum. o büyük yanlışlarım, o büyük yanılgılarım aklıma gelince sonsuza dek evime kaanmak istiyorum.. evimde kalıp o büyük boşluğu kapatmak istiyorum. çünkü o büyük boşlukla saldırıya açık hissediyorum kendimi.. çünkü beni böyle herkes yaralayabilir..
  • gözlerime vuruyor içimin boşluğu.. bir sancı gibi.. şimdi, hiçbir yere ait değilim..
  • mutluluk yaşanan değil, hatırlanandı çünkü.. mutluluk sahip olduğun anda değil, kaybettiğinde o yakıcı boşluğunu yüreğinde hissettiğinde farkına vardığındı..
  • acıyla kendi hayatına, yani o sonsuz boşluğa yığılırsın önce.. hiçbir şey düşünemez, hiçbir soru soramazsın katiline.. sorular ve sorgular ardından gelir..içine yuvarlandığın o sonsuzluk bir hesaplaşmaya, sorgulamaya dönüşür yavaş yavaş.. sen kimdin? ben senin neyindim? ve neden ben? neden? neden?..
saklamışım.. cezmi ersöz söylemiş.. ben saklamışım, 3 yıl sonra canımın acısının tarifine dönüşecek bu satırları.. aklıma gelmiş.. okumuşum birden.. anlamışım içimdeki bitmeyen ağrı, acı, sızı her neyse onun nasıl bu kadar can yaktığını...
özlem değil bu..
ağıt sadece..
kaybedilenlere..
bir şeyin kaybedilmesi için kazanılması en azından o şeye sahip olunması gerekir.. en yaralayanı sahip olup olmadığımı bile anlamadan acıması içimin.. hiç acımadı daha önce bu kadar içten, bu kadar şiddetli ve bu kadar güzel..
içten.. çünkü hissettiğim gibi.. hayal ettiğim gibi değil..
şiddetli.. çünkü daha önce çıkamadığım kadar yüksekten düştüm..
güzel.. çünkü güzelsin..din..di..

aidiyetsizlik acıtan beni..
zaman bir de..
ait olmayı sevmezdim çünkü..
ait olmak ben olmak değildi..
ait olmak kavramı seninle girdi hayatıma..
seninle çıkmasını bekledim..
ama sevdi beni, gitmedi yanımdan..
şimdi kendine bir liman arıyor o da benim gibi..
'bu' diyor..
olmuyor..
sendeliyor..
toparlanıyor..
düşüyor..
kalkamıyor..
aynı benim gibi..

ve ben..

sadece senin olmak istedim..
geç ama anladım..
sana sahip olmak değildi istediğim..

21 Kasım 2006 Salı

masalmış..

once upon a time,
she said..

no,
you can't leave..
you can't leave it to die here in pain..
you've got to stamp upon its head...

and i'll curse my pride..
curse my pride..
curse my stupid pride..

'cause i want you!
it doesn't hurt to say i want you..
i need you!
i never thought i'd say i need you..
i'll keep you..
oh yes, i'll keep you and i'll throw myself away...


and he said..

i'll break you..
because i lose myself inside you..
i'll make you fit in the space that i provide you..
i'll take you
oh yes, i'll take you just to push you far away...



and then there came agony.

after all,
they never had the chance to live happily ever after..
never..
ever..

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

why should i face up to another waking day,

when there’s a chance you’ll come to me in dreams?

it's the stupid details that my heart is breaking for..

20 Kasım 2006 Pazartesi

fark.

İki gündür karşımdasın bir şekilde, ben seni hayatımdan çıkarmaya çalışsam bile..
İnsanlar senin kurduğun cümleleri kuruyorlar bana..Garip aslında.. Sen bana o kadar çok cümle kurmadın ki..!
Ben geçsin diye uğraşıyorum, atmaya çalışıyorum fikrini kafamdan, hayalini evimden.. Komik gerçekten.. Sen burda o kadar çok kalmadın ki..!
Bazen senin gibi konuşuyorum, senin gibi gülümsüyorum, senin tuttuğun gibi tutuyorum sigarayı elimde.. Gülüyorum sonra halime.. Ben seninle o kadar çok vakit geçirmedim ki..!
Acıyor sonra..
Acıtıyor düşünmek senin için basit bir ayrıntı olduğumu..
Evet, beklemedim hiçbir zaman senin bana farkettiğin kadar farkeder olmayı..
Ama acıyor işte, acıtıyor farketmez olmak, sen bu kadar yoğunken bende!

18 Kasım 2006 Cumartesi

. unut gittiğin bir yerde .

son..
son..
son..
mutlu değil.. son ama..
en azından son..
ve bu da son..
yok..
zaman acıttığı gibi, düzeltecek bazı şeyleri..
düzeltir o..

ve bittin..
bu kadarmış..

acıdım..
ama yorulmadım henüz..
ve düşmedim daha!

git, gideceksen bekleme..
farklı değilsin sen de!

herkes bilsin istedim..

herkes bilsin istedim, nasıl sevdim ben ..
herkes duysun istedim, neye direndim ben ....
neler gördü gözlerim, neler duydum dinledim
aşk böyleyse sevmeyin sevmeyin beni !
zaman dursun istedim, bugün pesettim ben..
herkes sussun istedim masal olayım ben..

olmaz mı??

17 Kasım 2006 Cuma

küçüğüm..

-Now what kind of a tree can you be Janet, down there on the floor?
-Im a fucking shrub, alright?


ama 'düş'medim daha..

düşmemeliyim..
hayallerin önce umuda sonra kırığa dönüşmesinden bahsediyoruz yine..
ne kadar acıttığını söylüyoruz yine..
ve yine yapıyoruz sonra..

but life is beautiful..
still..
and i'm just a girl, interrupted..

16 Kasım 2006 Perşembe

Senin..Benim..Benim..Benim..

senden önce..
benimdi sigaram..
uykum benimdi..
benimdi gecem..
yastığım,
odam,
yatağım benimdi..
benim hayatımdı..
hayatım benimdi..
sen çıktın sonra..
bizim olmasına izin verdim hepsinin..
farkettim sonradan,
seni benden çok sevmişler..
sen giderken peşinden gelmişler..
seninleler..
seninler..
seninim..

14 Kasım 2006 Salı

29/10/06

bu kadar sadece..
tükeniyorum gibi..
iliklerimdesin çünkü..
ateş çünkü..
fazla çünkü bu kadarı bana..
ne kadar kendim yapabileceğimi iddia etsem de,
güçsüz kaldığım nokta sanırım..
savunmasızım..
8 yaşındayım..

en azından..
hissetmem gerek..
tekrar..
unutuyorum çünkü..
unutmam gereken kısmı değil..
unutmamam gereken kısmı..

The Sandman.. Preludes & Nocturnes.. Düşmedim daha..

Dr Dee : Do you know what dreams are made of Rosemary Kelly?
Rosemary: Made of? They're just dreams..
Dr Dee : No. They aren't. People think dreams aren't real because they aren't made of
matter, of particles. Dreams are real. But they are made of viewpoints, of images,
of memories and puns and lost hopes..
-----------------------------

Rachel : It's ok.. It goes away.. Like the pain goes away.. Like everything goes away when the dreams come.

-----------------------------

Constantine : Have you ever had one of those days when something's trying to tell you somebody?

-----------------------------

Constantine : It's not the fall.. Falling doesn't hurt.. It's when you stop.

24/10/06 Rüya, Dream, Sonho

dün gece bir rüya gördüm..
ben, o, biz..
o kadar güzel bir adamdı ki rüyamdaki..
ama rüyaydı işte..
rüya gördüm ben dün gece..
birkaç damla gözyaşı sadece..
dün gece rüyamda bir adam gördüm..
22 yaşında olan ama 3 yaşında olduğunu iddia eden..
kolay inandım ona ben..
rüya gördüm dün gece..
sadece biz olduk o adamla ben..
çok güzel bir adam uydurdum ben ..
gözlerini oymak istemedim onun..
boğmak da istemedim yastıkla..
güzeldi çünkü..
ama rüyalar özel olamaz değil mi?

my dream is gone & i'm undone..

rüyamdaki adam 23tü..
23 oydu..
bana ne dedi biliyor musun?
-mor ve ötesi var mı sende?
evet var dedim sonra ben ona..
o da bana dedi ki "böyle mırılmırıl bir şarkı var ismini hatırlamıyorum şimdi " dedi..
"ben de ona neden bahsettiğini anlamıyorum ama 23ü açıyorum ben" dedim..
o da "evet işte buydu" dedi..
23tü o..
23 oydu..
rüyamda bir adam vardı..

11/11/06

Anlamsızlık.. 'Neden?' sorusuna verilebilecek yüzlerce cevabın arasından doğru olanı ararken verilerden en karmaşık olanı..Elimde sen, ben, anlamsızlık, zaman, uzaklık ve yakınlık var çünkü. Farkındayım bunlardan bir biz çıkmayacağının.. Çözmeye çalışıyorum yine de.. 'Neden?' sorusuna cevap bulmaya çalışıyorum onlarla..

Üç bilinmez ve üç değişken var elimde.. Belki kendimi çözsem bulurum, belki anlamsızlığı anlasam.. En büyük bilinmez sensin zaten.. Değişkenlere sabit sayılar versem peki? Zamanı '0' alsam, durdursam onu? Yapamam, sen söylemiştin zamanın durmayacağını.. Uzaklığı sabit tutsam? Yakınlaşmasam, yakınlaşmasan? Tam tersini denesem ?

Nasıl anlarım neden olduğunu nasıl olduğunu anlayamadan? Kendim bulabilir miyim cevabını sana ihtiyacım olmadan?
Sen?
Ben?
Anlam?
Zaman?
Uzak?
Yakın?
Neden?
Neden?
Neden?
Neden?
Neden?
Neden?
Neden??????????

08/11/06

Karışıklığın tam ortasında ben yine..Yine 'sadece' ben.. Ben olmayı sevdiğimden değil..Ben olmayı seçmedim çünkü..Karışık belirsizliklerin içinde her zaman, 'biz' olmak, 'ben' olmaktan daha az acıttığından belki.. 'Biz' olabilmek istedim..

Ne yaptıysak 'biz' olarak yaptık çünkü.Suçsa eğer bu, suç ortağım sen değil miydin? Şimdi karanlık bir odada kendimi sorgularken bile ele vermiyorum seni.. 'Bendim' diyorum.. 'Yalnızdım'.. 'Yoktu o.' diyorum..'Her şeyi biliyordum en başından beri..'

Sonra ikinizi görüyorum yanyana.. Kader dalga geçiyor gibi benimle.. Öteki kadın, ve sen..Öteki kadının ben olduğumu farketmem zaman alıyor, evet.. Ama farketmesem de, içgüdüsel 'öteki kadın' tepkileri veriyorum..Seni onunla görmek canımı acıttığından, kendimi izlemeyi seçiyorum dışardan ve farkediyorum ki çok güzel görünmez olabiliyorum ben.. Yok olmam gerekiyor ve 'o' farketmeden yok oluyorum.. 'Hiç' oluyorum.. 'Hiç olmamış gibi' oluyorum.. Bu kadar canım acırken bir şey fısıldıyor bana, yanlış bu diyor.. Böyle olmaz ki!

'Öteki kadın'lar kötü olur diye öğretmişlerdi bize çünkü.. Filmlerde, şarkılarda hep öyle değil midir zaten? Kızıyorum kendime sonra.. Beceremiyorum.. Öteki kadın olmayı bile beceremiyorum! Elimdeki upuzun ağızlıklı sigarayı beyaz dirseklerime kadar uzanan eldivenlerimle tutarken, şuh kahkahalar atmam gerekmez miydi benim? Oysa ben çiçekler alıp, sana getirmek istiyorum hala.. Hala yokluğunda yaramazlık yapmış küçük çocuk bakışlarını özlüyorum..

Bencil olmak istiyorum sonra.. Alıp kaçırmak isiyorum seni.. Çok uzaklara.. En uzaklara.. Gitme istiyorum hiç.. Dokunmasın istiyorum benden başkası sana, benim sana dokunduğum gibi..
Seni istiyorum..
Seni kendime istiyorum..

Hiçim ben artık..
Yokum..