Uykusuzum.
Huysuzum.
Yorgunum.
Açım.
İşim var.
Ve bence benden bir şey saklıyorsun.
Ya da belki ben artık iyice yedim kafayı. Eskiden işim gücüm yok, çok boş vaktim var, ondan düşünüyorum bu kadar diyordum, şu an onu da diyemiyorum.
Dedim ya, kafam bir garip çalışıyor benim. Gerekmediği zamanda da aşırı çalışıyor, durmuyor, öyle.
Ben alışkın değilim bu kadar açık olmaya işte, yapılan hareket üzerinde bir beş dakika düşünmem yetiyor anında kendimi kapamama. Çok sağlıksız çıkarımlarım, analizlerim var benim. Ve çok başarısızca sonuçlanmış deneyimlerim. Deniyorum buna rağmen.
Kendimi korunmasız hissediyorum işte bu yüzden, hemen gidip bir yere saklanıyorum. Senin canını yakmak için değil, sen benimkini yakmıyormuşsun gibi yapmak için, kendimi kandırmak için.
Kandıramadığımda sinirleniyorum, buna ben izin verdim diyorum, kendim arandım. Hep kendimle işte derdim. Ben ve kendim sürekli bir kavga halindeyiz senin yaptığın ya da yapmadığın şeyler yüzünden. Çoğu zaman ruhun bile duymuyor, bilsen korkarsın bence bazı şeyleri ne kadar kafama taktığımı. Bu aralar iyice yansıtıyorum bir de ya, açık olayım diye, bu takıntılı halimden de korkacaksın gibi geliyor. Aslında gelmiyordu, şu an iki satır yazdım, hemen geldi. Bak şimdi dönüp soracağım Amaltheian'a sence de öyle mi diye. O nereden bilsin ki aslında, sorunun muhatabı sen olmalısın. Ama sana sormam ki, soramam. "Sorarsam..." diye başlayan 5000 adet senaryo yazarım belki, ama sormam.
Kendimle dedim ya derdim, bozuğum ben, bozuldum çoktan. Yarım yamalak çalışıyorum işte ama kendi kendimi de tamir edemiyorum. Hala bitmedi aslında, ama yazarken bile toplayamıyorum kafamı. Öyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder