Ne kadar uzun zaman oldu o iki kelimeyi söylemeyeli..
Öyle garip hissettim ki, çaresiz gibi çok, çok güçsüz gibi.
Öyle bir sarıldın ki bana, "Tamam," dedim, "burada bir şey olmaz bana."
Sonra gece, "Hissediyor musun şimdi?" dediğinde anladım, senelerdir içimdeki boşluğun ne kadar büyük olduğunu.
Hissettim çünkü, hissettikçe canım acıdı. Çünkü neyin eksik olduğunu bilmiyorsan, eksik olan şey olmadan da yaşayabilirsin, o kadar acımaz. Ama şu an o benim mi, onu bile bilmiyorum. Alıyorsun, götürüyorsun uzağa bazen kendini. Saklanıyorsun bir yere, seslensem de çıkmıyorsun, almıyorsun beni içeri. "Git," diyorsun, "bak yoksa düşersin benimle, hiç iyi değilim ne zamandır." Sonra bir gülüyorsun, "sesin öyle olmasın ama bak" diyorsun, bir kere bakıyorsun gözümün içine ya da "Tamam çocuk, alıcam yarın sana Kinder Sürpriz 10 tane, belki Uykucu Şirin çıkar birinden" diyorsun. İki ayağımın üzerinde durmayı unutuyorum o zaman işte, bacaklarım titriyor. Bulaşıkları yıkayamaz hale geliyorum, salak saçma cümleler kuruyorum, bütün o neşemi, suyun tam istediğim sıcaklıkta olmasına yöneltiyor, ona seviniyorum deli gibi mesela.
Oturdum kazak örüyorum sana, istedin diye sadece. Sadece bir kere ağzından şakayla karışık çıktı o cümle diye. Özlüyorum mesela, şu an bile. "Neden?" diyorsun ya hani. "Halime bak, sana karşı böyle dengesiz davranarak seni üzdüğüm için ben üzülüyorum, kimbilir sen ne haldesin, neden yanımdasın ki hala?" Bilmiyorum işte cevabını, bilsem belki sakinleşebilirim biraz, kendimi mantıklı davranmaya zorlayabilirim.
Ne 4 yaşındayım, ne de 14. Ama öyle gibiyim yanında. Bana ne yaptın çocuk?
Lütfen, lütfen beni hemen uyandır, ya da hep böyle bak yüzüme.
Lütfen beni uyandırma. Rüyalarında 4 yaşında da olabilir insan, 14 yaşında da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder