Cevap veriyorum. Yalan çok kötü bi şeydir. Söylemeyin. Şaka. Söylenir yalan hep. Karşımızdaki kırılmasın diye söylenir, biz kırılmayalım diye söylenir, başkalarını eğlendirmek için de söylenir -hikayeler, filmler falan yalan ki hep, güzel yalanlar ama yalanlar. Söylüyorum ben de sanırım, ufaklarından hep. "Aa" diyorum "öyle deme, senin de saçın çok güzel", "Yok canım, uyumuyordum" diyorum falan. "Hastayım" diyorum "ondan gelemem". Gerçi bu sonuncusunu bi süredir yapmıyorum, zira hasta olduğuma kendim inanıp sonunda "başım ağrıyor" demişsem başım ağrıyor, "midem bulanıyor" demişsem gerçekten bir süre sonra midem bulanıyor.
Yalan değil de en çok "mış gibi" yapma sorunum var benim. Kızmamışım gibi, acımamış gibi, kırılmamışım gibi falan. Oynuyorum bildiğin, aslında yüzüne bakılcak insan değilim de, neyse. Sebebi vardır, ki var. Caetano Veloso da demiş zaten, "Yakından baktığında kimse normal değildir" diye, var bende de bi şeyler, olabilir, doğal.
Yalan değil de en çok söylenmeyenler korkutur beni. Yalan söylediğin kişiye sanki bir şey uyduracak kadar değer veriyormuşsun gibi gelir. Öyle işte.
Ha bi de; Jeff Buckley-Hallelujah.
3 yorum:
O da dogru yahu! Yalan soyledigin kisiyi umursuyormussun gibi.. Ben umursamadiklarima soyluyordum oysa ki! Su an bir fenomenin ortasinda kaldim. İmdat!
Ben umursamadıklarıma cevap vermiyorum sanırım. Bi şey uydurmayı geçtim, konuşmuyorum bile.
Dur simdi oyle degil. Tam umursamadiklarimdan bahsetmiyorum ben, ileride umursama ihtimalim olanlara yalan soyleyebilirim. Hani "seninle bi munasebetimiz yok, o yuzden bilmene de gerek yok, ilerde olursa, bilirsin" gibi!
Yorum Gönder